electro-hobby

Merhaba, Excel ile evrak kayıt programı hakkında aşağıdaki görsel içerikte hazırladığım userform ve bu formdaki kodları

Merhaba, Arabanızda motoru çalıştırdığınızda ilk olarak birçok uyarı ışığı yanar. Bir süre sonra bu ışıkların birçoğu söner. Akıllı elektronik sistemli arabalarda uyarı sinyalleri daha fazladır. Eğer arabanızı tanımıyorsanız işiniz çok zor.Bu uyarı ışıklarını önemsemezseniz ciddi problemlerle karşılaşabilir belki de arabanızda çok ciddi maliyetlerde masraf çıkartabilirsiniz. Gösterge panelindeki ışıkların anlamlarına ve ne yapmamız gerektiğine bakalım. Gösterge Panel Uyarı Işıkları Anlamları:

Merhaba, Konunun başlığı ilk etapta çok komik gelebilir. Aslında göründüğü gibi değil işin aslı. Herhangi bir bayiye gidildiğinde çoğumuz kullandığı konuşma paketine göre bildiği tutar kadar hattına TL yükletmek ister. Bayi istenilen tutarı sorgulamadan yüklerse hattına talep edilen TL gider. Bu aşamada telefonumuza gelen mesaja bakarız. Evet çok güzel talep ettiğimiz TL miktarı hattımıza geldiğini görürüz. Burada bazı farklı işlemlerden bahsetmiyorum... İkinci aşamada paketimizin yenilendiğini belirten ikinci mesajı bekleriz. Fakat paket yenileme mesajı bir türlü gelmez. Eğer hiç bir şey yapmaz, normal konuşma, internet veya sms işlemlerimize devam edersek yüklediğimiz TL miktarı çok kısa bir süre içinde heba olur gider. Basit bir örnek verecek olursak normal bir ses paketi, her yöne 500dk 25 TL ise eğer paket yenilenmezse görüşme ücreti dakikası 0,46 TL'den en fazla 55 dk. görüşebilirsiniz. 500 dk yerine 55 dk. görüşürsünüz. Nasıl yapmalıyız?

Merhaba, Programımızın en önemli kısmına gelmiş bulunmaktayız. Fiziki sayım konumuzda sayım işlemlerini 4 aşamaya ayırmıştık ve ilk iki adımını anlatmıştık. Sayım İşlemi  3.Adım Elimizde iki adet kontrol edilmesi gereken iki liste var. Bunları birbiriyle karşılaştırıp karşılıklı olarak yani iki yönlü olarak iki listede VAR veya YOK şeklinde sonuç üretecek bir program yazacağız. Daha sonra bu programımız vasıtasıyla elde ettiğimiz sonucu liste haline getireceğiz.

Merhaba, Excel'de çalışma kitabını paylaşıma açmak için öncelikle çok iyi bir kurgu yapmalısınız. Netice itibari ile paylaşıma açtığınız sayfalarınızdaki belirli alanlardaki önemli verileriniz bilgisiz veya art niyetli kişiler tarafından silinebilir, kaybolabilir. Öte yandan bazı işlerin çok daha hızlı yapılabilmesi içinçalışma kitabınız paylaşıma açmak zorunda kalabilirsiniz. Bir önceki konuda sayım için hazırladığımız çalışma kitabını aynı anda 10 kişinin kullanması, sayım işleminin çok daha kısa sürede yapılmasını sağlayacaktır. Nasıl yapacağız ?

Merhaba, Bir çok firma kullandıkları sistemde yer alan stok listesiyle, gerçek durumu kontrol etmek için sayım yapar. Sayım firmaların en çok zaman kaybettikleri ve verimliliğin dibe vurduğu bir iştir. Sayım işlem hem çok zaman almakla birlikte çalışan kişilerin dikkatsizlikleri ya da art niyetli olmalarından kaynaklanan bir çok hatalı sonuçlar verir.

Arkadaşlar Merhaba, Bu bölümde Excel'de Visual Basic Editör ortamında Teknik Servis Arıza Kayıt Formunun hazırlanmasını göreceğiz. Hazırladığımız formu bir önceki derste oluşturduğumuz macro ya ekleyeceğiz.  İlk olara Developer Tabında "Visual Basic" Butonuna basarak Editörü açabiliriz. Editör ortamı aşağıdaki ekranda görüldüğü gibidir. 

Merhaba; Günümüzde, cep telefonları, tabletler ve bazı bilgisayarlarda Android işletim sistemi kullanılmaktadır. Android işletim sistemi için desteklenen dosya uzantısı ".apk" dır. Bu cihazlara format atmak için konuyu çok dikkatli okumamız gereklidir.

Merhaba Arkadaşlar, Bir önceki konuda verdiğim çok genel bilgilerden sonra biraz daha detaylara girelim. Öncelikle çalışma kitabımızı açtığımızda hazırlayacağımız programımızın otomatik olarak çalışması için " auto_open " isimde bir makro hazırlamalıyız. Bu makroyu oluşturmak için 

Merhaba, İlk uygulamamız olan Teknik Servis Arıza Kayıt Formu Programını adım adım gerçekleştireceğiz.  Bu programın kendisini de paylaşacağım. Basit bir CRM programı tasarlayacağız. Bunun için yüksek miktarlarda ücret ödeyerek yazılım satın almanız gerek olmayacaktır.  Sağlayacağı faydalar: Küçük ölçekli basit hizmet işi ya da teknik servis işi ile uğraşan bir firmamız var. Bu firma her türlü tamirci olabilir. Gelen müşteri arızalı cihazını onarılmak üzere bıraktığında karşılığında bir belge ister. Bu belge ile kendini güvende hisseder. Bu belge aynı zamanda gerek tamirci gerekse müşteri arasındaki anlaşmadır. Şikayet, arıza, cihazın durumu iletişim bilgileri gibi bilgilerle verilecek hizmetin en iyi şekilde yapılması sağlanır. Ayrıca müşteri aynı cihazı daha önce getirmiş olabilir ve ya daha sonra da aynı ya da farklı bir arıza nedeniyle getirecek olabilir. Tüm bunların takibi ve kontrolü firma için müşterinin gözünde oldukça olumlu bir izlenim bırakır. Tüm bu faydalar...

Merhaba, Günümüzde işlerimizi bilgisayar ve mobil cihazlardan yürütmekteyiz. Her iş için ayrı ayrı programlardan yararlanmaktayız. İşimize en uygun programı belirlemek ve satın almak oldukça zahmetli bir iştir. Bazen çok basit bir iş için çok yüksek maliyetlere yazılım kullanmak zorunda kalabiliriz. Halbuki elimizdeki kaynaklarla hiç masraf yapmadan bir çok işimizi halledebiliriz.

Merhaba Arkadaşlar, Excel hakkında çok genel bilgiler vereceğim. Deneme yanılma tekniği ile öğrenebileceğiniz basit bilgileri zaten bir şekilde almışsınızdır. Burada formüller ve fonksiyonlar hakkında bilgiler vereceğim. Excel sayılar ve bunlarla elde edilecek sonuçlarla çalışmak için geliştirilmiştir. Formüller ve fonksiyonlar Excel de verileri işleyebilmek için kullanılır. Her bir formül ve fonksiyon için Excel'in yardım menüsü çok iyi çalışmaktadır. Bunlar için ilgili icon'a tıklamak yeterlidir. Saygılar, Zafer Olgun

Formda Kalmak Çoğu insan düzenli egzersiz yapar ama vücutlarının belli yerlerine toplanmış yağlardan bir türlü kurtulmayı başaramazlar.Bunun sebebi  sağlıklı olmak ile formda kalmanın arasındaki farkı anlayamamış olmalarından kaynaklanır.Formda kalmak bir atletik uygulamayı yapabilme yetisine sahip olmaktır.

Çoğumuz duymuşuzdur psikolojideki adını.Bendeki adı ise dibe vuruşun ayak sesidir öğrenilmiş  çaresizlik. Yaşadığımız sıkıntıların ,acıların geçici olmadığını,gitgide battığımızı,çaresiz kaldığımızı hissettiğimiz anda  duymaya başlarız o ayak seslerini.

Düzenli yapıldığı takdirde daha genç bir görünüm, düzenli ve sağlıklı bir uyku, sabahları dinç ve canlı uyanmak,ciltte ve saçlarda canlanma, bel kemiği, eklem problemleri gibi ciddi romatizmal rahatsızlıklardan ve ağrılardan kurtulmak, hafızada güçlenme, fazla kiloların verilmesi, göz bozukluklarında düzelme,kırlaşmış saçlarda yeniden koyulaşma, fiziksel güçte artış, duygusal ve zihinsel sağlık, uyum ve yüksek enerji...Tibet yogası denilen mucizevi 5 hareket Dünyanın dört bir tarafında binlerce insan tarafından uygulanmakta.

Vücudumuz Allah'ın(cc) yarattığı insan zekasının hala anlayamadığı mükemmel bir sisteme sahiptir. Her ne kadar Tıp bilimi gelişse de yaratanın sanatı ilahisi karşısında çaresizdir. Böyle durumda bizde vücudumuzu tanıyıp, saatlik çalışma düzenini öğrenmeliyiz. Ruh ve beden uyumu bu şekilde daha verimli olacaktır.  Peki vücudumuzun çalışma düzeni nasıldır? Saat 6:00 Uykuyu sevseniz bile sanmayın ki vücudunuz uyuyor. Hormon salgılaması başladı bile.

İnsan bedeni birçok sisteme sahiptir. Sinir sitemi, sindirim sistemi, dolaşım sistemi gibi... Bunlar ilkokuldan itibaren bize sürekli öğretilmiştir. Sindirim sisteminin mide ve bağırsaklarla ilgili, sinir sisteminin beyin ile ilgili, dolaşım sisteminin kan ile ilgili olduğun sanırım bilmeyen yoktur. Halbuki bilmediğimiz hatta en son tıptaki gelişmelere rağmen bilinemeyen o kadar çok sistemler var ki...

Başımız ağrıdığında ilk iş ağrı kesici almak olur.Fakat bu ağrılar sürekli ise bu ağrı kesicilerin yan etkilerinin olacağını da unutmamamız gerek. Paracetamol tarzı ağrı kesiciler sık kullanıldıklarında zararlı sonuçlar doğurabilmektedir. Sürekli ağrı kesici kullanmayı alışkanlık haline getirenler bir süre sonra ilaç almadıkları zaman baş ağrılarından yakınırlar. Başınız ağrıdığında ağrı kesicilere başvurmadan önce bazı pratik uygulamaları yapmanızda fayda var.

Yemek yiyerek zayıflamak ilk başta saçma gelebilir. Fakat vücut metabolizması belirli bir düzende yemek, içmek ve çıkarmak suretiyle belirli bir dengede çalışır. Sistemin düzenini dengesini bilir ve buna uyarsak yemek yiyerek de zayıflayabilir insan.   Yemek yemeyi 3 öğünden fazla zamana yayın.Yani az ama sık sık yiyin,

Tırnaklarımızın Rengi Beyazlaşırsa   Protein ve mineral eksikliği olanlar ya da tiroid bezlerinin yeterince çalışmadığı insanlarda tırnak kırılmaları fazlaca görülür.

Yapılan araştırmalara göre kalp krizleri Cumartesi ve Pazar en düşük oranda,Pazartesi ise en yüksek oranda yaşanıyor. Hafta sonundan sonra Pazartesi gününün stresini yoğun bir şekilde yaşıyor olmak bu durumun en önemli sebebi olsa gerek.

Alzheimer hastalığı yavaş ve sinsi bir şekilde gelişen, hasta kadar bakann da hayatını zindan eden bir hastalık.Dünyada yirmi beş milyondan fazla Alzheimer hastası var.Ve her yıl 5 milyon kişinin daha katılacağı öngörülmekte. 65 yaşından sonra her 5 yılda bir bu hastalığa yakalanma riski 2 katına çıkmaktadır.  

Göz Kapaklarımız Şişse   Yalnızca sabahları uyandığınızda ve bir süre sonra inen şişlikler gece tansiyonunuzun çok düşmesi sebebiyle göz çevrenizde doku suyunun toplanması sonucu oluşabilir. Eğer gün içinde şişlik devam ediyorsa bu durum böbrek sorunundan dolayı oluşan ödemden ya da alerjiden meydana gelmiş olabilir.

Gözlerinizin yorulduğunu hissettiğinizde göz jimnastiği yaparak hem göz kaslarınızı güçlendirebilir hem de kan dolaşımınızı hızlandırabilirsiniz.

Az Yemek Yiyin Kalorisi düşük yiyecekler tüketin.Yaş ilerledikçe aynı zamanda yediğiniz porsiyonları da yarı yarıya düşürün.

İlaçların ilaçlarla etkileşimini hepimiz biliriz.Bunun yanında bazı ilaçları alırken yanında tüketeceğimiz yiyecek ve içeceklerin de bazen tehlikeli olabileceğini unutmamalıyız.

Ne demişler, herşeyin bir zamanı var...Yaptığımız faaliyetlerin de uygun zamanlarda yapılması vücut işleyişimiz ve  vücut dengemiz açısından önemli...Ne zaman ne yapacağımızı bilirsek vücudumuz da beyin aktivitelerimiz de o kadar sağlıklı olur.İşte vücudumuz için yapacağımız faaliyete göre uygun saatler:

Saçı Yıkarken 1 dakika ılık 1 dakika soğuk su uygulaması metabolizmayı harekete geçirecek ve kafa derimizin kendi kendini temizleme işlevini desteklemiş olacaktır.

Her insanın kafasında aşağı yukarı 100000 saç teli bulunmaktadır.Açık renk saçlılarda 150000 tel varken, kızıl renk saçlıların ki 90000 tel kadardır. Saçlar ayda 1 cm uzarlar ama çoğu 90 cm 'ye ulaşmadan dökülürler.Günde 60 tel kaybetmek normaldir.Daha fazla dökülürse kelleşme başlar. Saç telleriyle yapılan (1000 saç teli) bir halat ,yapılı bir adamı yerinden kaldırabilecek güce sahiptir.1 saç teli bakır bir telden çok daha kuvvetlidir.   Saç Dökülmesi Nedenleri ve Çareleri Her insanın saçının günde 100 tele kadar dökülmesi doğal sayılır.Fakat saçlarınız çok miktarda tutamlar halinde dökülüyorsa ya da başınızda saç dökülmesinden dolayı açılan yerler varsa ciddi bir hormonal bozukluk söz konusu demektir.Saçın birdenbire dökülmesinde birçok faktör etken olmaktadır.Çok strese giriyorsanız,ruhsal sorunlar yaşıyorsanız, demir eksikliği ya da kansızlık şikayetleriniz varsa bu duruma sebep olabilir. Beslenme bozuklukları : Beslenmenize dik...

Tencerenizin taşmasını önlemek için tahta bir kaşığı tencerenin üzerine yatay şekilde yerleştirebilirsiniz. Domatesin koparılan kısımlarının aşağıda kaldığında Domatesler çabuk çürümezler.Domatesin koparıldığı yerden nem ve hava girişi engellenmiş olur.Domatesler oda sıcaklığında buzdolabında olduğundan daha uzun süre dayanır. Muzun daha uzun süre dayanması için koparıldığı yere plastik sarmanız gerekli. Patatesleri doğradıktan sonra soğuk suda bekletirseniz renkleri bozulmaz. Elmaların renk değiştirmesi de 2 ölçek su ve 1 ölçek bal ile önlenebilir. Yumurtayı bir kase soğuk suya koyarak tazeliğini kontrol edebilirsiniz.Yumurta dibe batıyorsa taze demektir. Kiraz ve vişnelerin çekirdeğini çıkarmak için boş soda şişesinin üzerine yerleştirin ve çubuk yardımıyla çekirdeğini itin. Sarımsağı kolayca soymak için dişlerini bıçağın yan tarafıyla ezmeniz yeterlidir. Patatesi önce kaynar suya sonra da buza koyarsanız kabuğundan kolayca ayırabilirsiniz. Yumurtanın kabuğunu kola...

  Yaşamın boyunca uyku sırasında yaklaşık 70 böcek ve 10 örümcek yiyeceğini? • Çakmağın kibritten önce bulunduğunu? • Eğer çok şiddetli hapşırırsan, kaburgalarından birini kırabileceğini? • Dünyadaki fotokopi makinelerinde meydana gelen arızaların %23 unun, makinenin üstüne oturup kendi popolarının fotokopisini çekmek isteyen insanlar yüzünden meydana geldiğini? • Farelerin ve atların kusamadıklarını? • İdrarın zifiri karanlıkta parladığını? • Domuzların vücut yapılarından dolayı hiçbir zaman başlarını yukarı kaldırıp gökyüzüne bakamadıklarını? • Dünya nüfusunun %50 sinin hiç telefonla konuşmadığını? • Parmak izleri gibi dil izlerinin de her insan için benzersiz olduğunu? • 1 saat sureyle kulaklıkla bir şey dinlemenin kulaktaki bakteri sayısını %700 arttırdığını? • Hapşırmayı engellemeye çalışırsan, başındaki veya boynundaki damarlardan birinin yırtılabileceğini ve ölebileceğini? • Hapşırdığın sırada gözlerini açık tutmaya çalışırsan, yerlerinden fırlayabileceklerini? ...

İnsanın dilleriyle söyledikleri yalanı vücut dilleri ortaya çıkarırmış.Nasıl mı? İşte size karşımızdaki kişinin yalan söyleyip söylemediğini gösteren ipuçları : 1. Kişiler yalan söylerken ellerini yüzlerine ve yüz çevrelerine götürürlermiş.Örneğin saçla oynamak,çeneyi tutmak,yanağı ovuşturmak,dudaklara bastırmak vb. Ama en çok yapılanı ağzı örtmek ve burun ve çevresine eli değdirmekmiş. 2. Normal şartlarda el hareketlerini ifademizi güçlendirmek için kullanırız.Yalan söyleyen kişiler, söylediklerinin doğru olmadığından olsa gerek, el hareketlerini kısıtlı kullanırlar bazen de hiç kullanmayıp ellerini ceplerine sokarlar ya da bir elleri ile diğerini tutarlarmış. 3.Yalan söyleyenler el hareketlerini kısıtlı yapmalarına karşı, ellerini silkme biçiminde hafifçe sallama isteği duyarlarmış.Böyle yapma isteğinin sebebi ise sorumluluğun kendilerine ait olmadığını kanıtlamaya çalışmakmış 4.Yalan söyleyen kişiler oturuyorsa sık sık pozisyon değiştirmek ihtiyacı duyarlarmış.Özellikle yal...

Farkında mıyız acaba, ne büyük bir armağanla,ne büyük bir güçle doğmuşuz! Bir çoğumuz onun nasıl çalıştığı hakkında bilgi sahibi bile değiliz.Fakat bir bilsek beynimizi kullanarak neler yapabileceğimizi aklımız şaşar çünkü beynimizin kapasitesi hemen hemen ölçülmeyecek kadar derindir. Beynimiz verilen komutlarla çalışır.Saniyede 30 milyar bit bilgi işleyebilmektedir.Bu da 6000 millik tel ve kablo demektir.İnsan sinir sisteminde tam 28 milyar nöron vardır.Bunlar uyarıları geçirmek için tasarımlanmış sinir hücreleridir.Nöronlar hem bağımsız çalışır hem de 100.000 millik sinir lifleri şebekesi aracılığıyla da birbirleriyle de iletişimde bulunurlar.Bir nöronun reaksiyonu göz kırpma süremizin onda birinden bile az bir zamanda diğer binlerce nörona ulaşmaktadır.Nöronlar olmasa sinir sistemimiz  duyularımızdan gelen enformasyonu yorumlayamaz,beyne iletemez,ne yapılacağı konusunda beynin emirlerini de uygulayamazdı.Bu nöronların her biri minicik ,kendi başına bir bilgisayardır ve kapasit...

İster genç ister yaşlı olalım, her sabah bizi yataktan istekle kaldıracak mutlaka bir sebebimiz olmalı.Amaçlar koymalıyız hayatımıza.Tek bir amacımızın olması da yetmez.Çünkü o amaca ulaştıktan sonra bir bakmışız boşluğa düşüp,hayatı anlamsız bulmaya başlamışız. Bu durumun en güzel örneği ömürlerini tek bir şeye adayan Apollo astronotlarının durumudur.Amaçlarına ulaştıklarında hayatlarında olmadıkları kadar mutlu oldular.Fakat dünyaya döndüklerinde aralarından depresyona girenler oldu.Yapmayı düşledikleri şeyi yapmışlardı.Artık amaç edindikleri hiç bir şey kalmamıştı.Düşünsenize, insan daha ne amaçlayabilir ki aya gittikten sonra. Hiçbirimizin aya gitmek gibi büyük bir amacı olmasına gerek yok.Aslında amaçlarımızın her zaman elle tutulur olması da şart değil. Çocukları sevindirelim mesela bir gün. Onların küçücük yüreklerindeki  sevinci görmek amacımız olsun.Ya da bir muhtaca yardım edelim başka bir gün.Yolda gördüğümüz bir engelliye destek olalım.Sokak hayvanlarını besleyelim...

Küçükken büyümenin hayalini kurar,çocukluğumuzu gençliğimizi doyasıya yaşamak varken, bir an önce büyükler sınıfına girmenin hevesini taşırız içimizde. Zaman bir türlü geçmek bilmez, yeni yaşımızı dört gözle bekleriz büyümek için. Sanki hayat büyüyünce bütün güzellikleri önümüze sunacakmış gibi düşünürüz. Fakat durumun hiç de düşündüğümüz gibi olmadığını büyüyünce anlarız.Hele de orta yaşlara gelince arkasından koşsak da yetişemeyiz zamanın.Çocukluğumuzda kurduğumuz mutlu gelecek hayali artık gelecek kaygısı olmuştur bizler için.Sürekli bir koşuşturmaca içerisinde yarın için kafamızda planlar yaparken,  yine yaşayamayız yine kıymetini bilemeyiz bugünün.Hiç ölmeyecekmiş gibi, ama aslında yaşadığımızın bile farkına varamadan,ölümümüze koşarız günden güne.Ve gün gelir hiç yaşamamış gibi göçüp gideriz bu dünyadan çoğumuz. İşte bu yüzdendir ki, içinde bulunduğumuz her türlü kargaşadan,olumsuzluklardan kendimizi  soyutlamalı, soluklanmalıyız arada bir.Sağlığımızın,sahip oldukla...

Hayata bir eksi ile başlamak, Az konuşup çok dinlemek, Dertlenip,dert edinip söyleyememek, Şiddet görse, acı çekse sonuna kadar sabretmek, Tacize uğrasa da suçlanmak,utanmak,sessiz kalmak, Hayata direnmek, Çocukları için her zorluğa göğüs germek, Kadın sevgi, kadın aşk, Kadın akıl,kadın mantık, Kadın hayat, Hayatın ta kendisi... Helen

İnsanların  yaşayabileceği en zengin duygu başka bir insanın hayatına yaptığı katkıyla oluşur. Bir başkasının iyiliği için harekete geçebiliyorsa insan, bu zengin duyguyu da hissediyor demektir. Ama maalesef günümüzde insanlar, iyilik yap denize at yerine, iyilikten maraz doğar sözünü benimsemiş.Bırakın karşılıksız iyilik yapmayı,karşılıksız menfaat sağlamak peşinde koşan  pek çok insan var.İşte bu sebepten bir tarafta açlıkla boğuşan kıt kanaat geçinen insanlar varken, diğer tarafta bir eli  yağda bir eli balda lüksün şatafatın gözlerini kör ettiği, çıkar ilişkisi yaşayan ve çocuklarını da kendileri gibi yetiştiren duyarsız insanlar gurubu mevcut. Yolda yanından geçen kapı komşusunu tanımayanımız, evinde yalnız başına sessizce ölüp giden ve günlerce cesedi  evinde kalan komşusundan bihaber olanlarımız var. Peki neden biz böyle olduk?   Bizzat yaşamasak bile gazetelerde, kimi zaman sosyal medya ve televizyonlarda o kadar çok olumsuzluklardan ,yanlışlık...

Bazı  anne ve babalar  vardır, çocuklarını sürekli şikayet edip dururlar.Çocukları okulda başarısız olduğunda, büyüyüp istedikleri yere gelemediğinde, istedikleri şartlarda yaşayamadıklarında hatayı kendilerinde aramazlar.Üstelik çocuklarını çok iyi büyüttüklerini böbürlenerek anlatırlar çevrelerine. Onlara göre bir çocuğa iyi bakmanın en önemli kriterleri; çocuğun fiziksel tüm ihtiyaçlarını karşılamak,dış etkilerden korumak,hasta olmamasını sağlamak, her istediğini yapmaktan geçer çünkü. Çocuğunun  çok pasif olduğundan,hep arkadaşlarının etkisi altında kaldığından yakınır mesela bir anne.Düşünmez ki o çocuğa evde hiç konuşma hakkı vermemiştir.Bir söz söyleyecek olsa çocuğuna sen anlamazsın, sen sus diyerek konuşmasına bile müsaade etmemiştir.Çocuk kendini, fikrini  ifade edemez hiç bir zaman.Sindirilmiştir.Böyle bir çocuğun okulda arkadaşlarının arasında,ya da büyüdüğünde girdiği ortamlarda kendine güvenen girişimci bir ruha sahip olması mümkün mü? Çocuğunun so...

Çevremizde aynı takvim yaşında olup da birbirinden çok farklı yaşlarda görünen insanlarla karşılaşmışızdır mutlaka. Bu fark kişilerin biyolojik yaşlarının farkından ortaya çıkmaktadır.Biyolojik yaş insanların organlarının yıpranma sürelerinin hesabıdır. Biyolojik yaşınız konusunda size fikir vermesi açısından işte size ipucu : TEPKİ KONTROLÜ Baş tarafı aşağıda olacak şekilde sarkıtılan 50 cm lik bir cetvelin 10 cm aşağısında tetikte bekleyelim. Cetvel bırakıldığında, eğer cetveli  20 cm de tutarsanız biyolojik yaşınız 20 25 cm de tutarsanız biyolojik yaşınız 30 35 cm de tutarsanız biyolojik yaşınız 40 45 cm de tutarsanız biyolojik yaşınız 60 yaşındasınız demektir. HAREKET KABİLİYETİ KONTROLÜ Ayakta durun ve dizlerinizi kırmadan ellerinizi avuçlarınızla yere değdirmeye çalışın. Düzgün bir şekilde değiyorsa biyolojik yaşınız 20-30 Parmak uçlarınız değiyorsa 40 Avuç içiniz alt uyluklarınıza kadar geliyorsa 50 Avuç içiniz dizlerinize kadar geliyorsa 60 yaşındasınız ...